Ana içeriğe atla

Evliliklerde Sıkça Yaşanan 10 Sorun!

Evlilik ve aile olmak her zaman emek isteyen bir iştir. Değişen yaşam şartlarıyla birlikte hızla tüketilen değerler evlilik ve aile hayatına da yansımakta. Evliliklerle ilgili olarak birçok probleme çevremizde rastlamak mümkün. Bu sebeple aile danışmanları ve psikologlara başvurular fazlasıyla önem kazanmış durumda. Peki psikologlara en çok hangi konular geliyor hiç merak ettiniz mi? Şahsen ben bu konuda çok meraklıyım. Bu nedenle araştırma yaptım ve sizlere 10 başlık altında kısaca açıkladım. Gelin beraber bakalım evlilikte sıkça yaşanan sorunlara.

1.Eşler Arası Sınır İhlali:

Eşler evlendiklerinde "biz " olmaya bazen kendilerini o kadar kaptırırlar ki aralarındaki sınırı ihlal etme hakkını kendilerinde bulurlar. Oysa kaç yıllık evli olursak olalım eşler arasındaki ilişkiyi en sağlam tutan saygıyı ihlal etmemeliyiz. Örneğin,  "Nasıl olsa kocamdır " diye onun bilgisayarını, telefonunu eşimiz her arkasını döndüğünde kontrol etmeye kalkarız. Bu davranış eşler arası sınırı ihlal ettiği için sonrasında birçok problemi beraberinde getirir. Evlilikte sınıra saygı duyulması eşe olan güven açısından da önemli bir etkendir.

2.Sorunları Başkalarına Anlatmak:


Çiftler arasında yaşanan olayların dışarıya yansıtılması ve karşı tarafın savunmasız bırakılması da evliliklerdeki bir diğer problem. Bu eşler arasında sorunları tetikleyen bir durum. Çünkü anne yahut babamıza anlattığımız sorunlar genellikle onların eşimize karşı tavır almalarına objektif kişilere, eşimizin rızasını alarak ve onunla birlikte meseleyi aktarmaktır. Uzmanlar işte burada devreye giriyor. Hem objektif hem de doğru yönlendirmelerle eşlerin birbirini kırıp incitmeden problemleri çözmelerine destek oluyor. İki tarafın da kendini anlatabilmesine fırsat veriyor.

 3. Ailelerin Sorunlarının Çiftlere Yansıması:

Ülkemizde sıkça görülen dünürler arası tartışmalar çiftlerin ilişkisine yansıyarak eşlere, aileleri tarafından avukatlık görevi verilir. Eşler arasında hiçbir problem yoktur bu durumlarda. Sadece iki kayın validenin ağzından konuşuyormuşçasına onların dilini kullanıp sürekli tartışılar. Oysa çiftlerin kendi arasındaki ilişkiyi sıhhatli tutarak, problem varsa iki annenin kendi aralarında halletmelerini beklemeleri gerekir. Karşılıklı olarak kayınvalideler bazen gelininden   ve damadından  beklentilerini çocuklarını köprü edinerek gerçekleştirmek isterler. Bu da her geçen gün karı-koca arası daha da bozmaktadır. Oysa gelininden ya da damadından beklentisi her ne isi kendisi bunu uygun bir dille ortaya koymalı. Eğer koyamayacağını düşünüyorsa bunu kendi evladı üzerinden yapmayı düşünmesi hiç doğru değildir. Aynı şekilde gelinin ve damadın da kayın valideye söylemek istediği bir konuyu ya da problemi eşi aracılığıyla söylemesi doğru değildir. Çünkü gelin veya damat artık bir yetişkindir. Varsa kendi yaşadığı problemi kendi çözmelidir. Anne ile evladın arasını açacak durumlara ihtimam göstermemelidir. Çünkü bazen gelinin veya damadın herhangi bir talebinden dolayı anne ile evladın arası açılabilmektedir. Bu durum da gittikçe kayın validede öfke birikmesine sebep olmakta dolayısıyla problem çözülmek yerine artararak devam etmektedir. Çare herkesin kendi problemini kiminle konuşması gerekiyorsa onunla doğrudan konuşması araya köprüler kurmamasıdır.

4.Her Zaman Olumlu Davranışın Karşı Taraftan Beklenmesi:

İnsanoğlunun bir şeyi alabilmesi için önce vermesi gerekir. Evet, bir insan evlenmeden önce evin çocuğudur ve belki hep ailesinden almıştır. Fakat evlendiğinde bir yetişkin gibi davranması gerektiğini bilecek aşamaya gelmiştir. Artık sürekli eşten  ilgi beklemesi doğru değildir. Madem adı olumlu davranıştır neden bunu ilk başlatan biz olmayalım?

5.Özel Günlerin Zehirli Günlere Dönüşmesi:


Bazen çiftlerden biri doğum günü, evlenme yıl dönümü gibi günleri unuttuğunda eşler arasında öylesine yoğun bir kavga yaşanır ki bir tane özel gün her günü zehretmeye yeter. Özellikle erkekler için özel günler kadınlara oranla çok anlamlı olmayabiliyor. Erkek iş hayatının getirdiği yoğun tempoyla gereken duyarlılığı göstermediğinde, kadın bunu artık sevilmediğinden tutun da değersizliğine varıncaya kadar birçok noktaya çekerek kendi güzel ilişkisini değersiz kılıyor. Oysa o özel gün tarih olarak aynı güne denk gelse de aslında hiçbir zaman tam olarak o günü yaşayamayız. Buna rağmen o özel gün için sürekli tartışırız.

6. Duygu Cümlelerinin Ertelenmesi:


Evliliğin ilk yıllarında çiftler birbirlerine güzel ve duygu dolu cümleler kurarak aralarındaki ilişkiyi sıcak tutarlar. İlerleyen senelerde bu durum gittikçe azaldığından çiftler ilişkilerinin eskidiğini düşünerek üzülüp tartışabilmekte. Oysa insanoğlunun büyüyüp gelişmesi gibi karı koca arasındaki ilişki de büyür ve gelişir. Duygu dili azalabilir. Bunda herhangi bir mahsur yok. Yaşanan kırıklıkların ve onca yılın getirisi olarak böyle bir durum yaşanabilir. Lakin erkeğin duyguyu hiç kullanmaması affedilebilir bir durum değildir. Çünkü kadının ruh dünyası her zaman hassas ve narin olduğundan erkeğin ara ara bu dünyaya duygusal cümlelerle onarıyor olması son derece önemlidir. Bu sebeple de eşlerin birbirine olan güzel duygularını karşılıklı olarak ifade etmesi aradaki bağı ve muhabbeti arttıracaktır.

7. Hatalı Tarafın Hatasını Kabul Etmemesi:


Çiftlerin gerektiğinde birbirinden özür dilemesi önemli bir davranıştır. Aynı evin içinde birbirine karşı sorumlulukların paylaşılması gibi hataların da düzeltilmesi önemli bir adımdır. Özür dilemek bu adımların başında gelir.

8. İletişim Kuramamak:


Eşler arasında yaşanan sorunlar bazen küslük olmasın diye, bazen eşimi kızdırmayayım diye, bazen de nasıl olsa beni anlamaz diye biriktirildiğinde evlilikte büyük patlamalar yaşanabiliyor. Telafisi zor durumlar ortaya çıkmadan yeri ve zamanı geldiğinde eşlerin birbiriyle konuşabilmesi gerek. Bu, ilişkiler için son derece önemli bir davranış şeklidir. Doğru iletişim kurarak sorunların büyümesini engelleyebilirsiniz. Fakat konuşmanın da bazı incelikleri bulunmaktadır. Bunlar, üsluba dikkat etmek, hakaret içermemek, benliği ortaya koymamak, yere ve zamana dikkat etmek, başkalarının yanında tartışmamak, çocukların olmadığı ortamları tercih etmekdir.

9.Kendini Büyük Görme, Eşini Küçümseme:


Az da olsa yaşanan problem bu. Çiftlerden birinin kendini eşinden daha zeki, üstün ve gelişmiş göstererek eşini kendi dünyasına almaması, kendine göre bir dünya kurması problemin esasını teşkil eder. Genelde çiftlerden biri bencil bir kişiliğe sahipse böyle bir durumu gözlemliyoruz. Bu durum terapi ortamında esaslıca ele alınan bir durumdur. Burada iki tarafı birbirine yakınlaştırmak, dünyalarından haberdar etmek son derece önemlidir.

10. Çocuk Eğitimini Anneye Yıkmak:


Babalar bazen işlerin, bazen yoğunluklarını gerekçe göstererek, çocuğun her türlü sorumluluğunu anneye bırakarak, kendilerine ayrı bir dünya kurarlar. Özellikle erkek çocuklar için bu durum büyük bir handikap oluşturmak. Zira erkek çocuğu babayı rol model olarak algıladığından babanın çocuğuna zaman ve müsait bir gün ayırarak ilgilenmesi gerekir. Bununla birlikte daha çok erkeklerin çalışma temposundan dolayı eve geç gelmesi ve ailesini ihmal etmesi görülmektedir. Özellikle baba olduktan sonra bu davranış daha büyük sorunları beraberinde getiriyor.Çünkü bu durum ailenin dirlik ve düzenine halel getireceği için babanın davranış değişikliği yaparak ailesine sahip çıkması gerekir. Bunun için de erkek kendi farkındalığını artıtararak yapması gereken görevi yerine getirmelidir. 

Son Sözler

Bu yazımda sizlere evlilikte yaşanana en çok problemleri ve çözümleri hakkında bilgiler verdim. Yazımı faydalı bulduysanız sosyal hesaplarınızda paylaşabilirsiniz. Sizinde bu konuda farklı fikirleriniz varsa yorum bölümünden bizlerle paylaşabilirsiniz. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere.

Yorumlar

  1. 2 ve 3 ten ben cok cektim yaa amannnninnnn illallah dedim ama bir yilin sonunda dengeyi bulduk 😂 artk ikiside olmuyor. Zor gercekten evlilik canm. İnsan insana alisamiyor iste.

    Eline saglik harika bir yaziydi. Netm yok giremiyorum ama kaciramazdim bunu :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Canım benim ya. Teşekkür ederim yorumun için.😂

      Sil
  2. herşeyden biraz bizim evde de yaşanıyor, sonunda tatlıya bağlanması en güzeli :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ara da olması iyi de hep olması kötü Esra Hanım.

      Sil
  3. Sizi mimledim😊Mim yazıma bakabilir misiniz?Sevgiler 😊

    YanıtlaSil
  4. Çok doğru tespitler özellikle aileler çiftlerin yaşamına karışmamalı

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Neden Zıt Kutuplar Birbirini Çeker?

Evlilik kararı alırken farklı karakterlerin birbirini etkilediği söylenir. Bir insan bir insanı neden sever ve evlenmek ister? Önce bu sorunun cevabını kişi kendine sormalı. Psikologlara göre bu durum İnsanları birbirine yakıştıran bir takım dinamikler var. Kişi ya kendisine benzediği için ya ya kendisine benzemeyen, alaka duyduğu, ilgisini çeken biri oluğu için veyahut ihtiyaç duyduğu bir duyguyu bulduğu için bir başkasına karşı duygusal yakınlık kurar diye düşünüyorlar. Kendisine benzeyip benzememe dinamiğinden bağımsız olarak gelişen son ihtimal son ihtimal daha baskındır. Bu dinamikler üzerinden insanlar birbirleriyle diyalog kurar ve herkes kendini gerçekleştirmek ister aslında. Çünkü biz nasılsak muhatabımızı da öyle algılıyoruz. Mesela biz mutluysak herkes mutlu, biz üzüntülüysek herkes üzgün. Bu durum tamamen kişinin egosuna bağlı yani. Farklı karakterlerin birbirine çekimi her insanın kendinde olmayana duyduğu cazibe alanı olabiliyor. Mesela çok dağınık biri düzenli b

Kusursuz Anne Modeli

Kusursuzluk idealini taşıyan anneler detaycılıkları ile ön plana çıkarlar. Hamileyken hangi yiyecek, neye iyi geliyor diye araştırır, soruşturur ve asla yemeyeceği şeyleri bile sanki mecburmuş gibi yer. Çocuğunun neredeyse beş yıllık oyuncakları, giyecekleri, hazırlanmış odasına yerleştirilmiştir. Bebeğini kaynatılmış damacana suyunda yıkamakla övünür. Başka annelerin anneliğini beğenmez. En iyi anne kendisidir çünkü.  Kendi isteklerinden vazgeçmiş biri olarak çocuk eğitimine adanmış bir ömür sürer. Ancak bu adanmışlık zaten onun dünden razı olduğu bir durum olduğundan pek de vazgeçiş sayılmaz. Hijyen takıntısı bu annenin en belirgin özelliklerindendir. Onun çocuğu asla başka çocuklar gibi yerde yuvarlanamaz, asla pis dolaşamaz.   Gün içerisinde bir kaç kez giysi değiştirir. Kusursuz anne modeli olan bu annenin çocukları mikroplara karşı bağışıklık kazanmadığı için çok sık hasta olabilirler. Çocuğa sormadan ya da gelişimini izlemeden yapılan bu planlamalar ileri de çocukla a

Dekorasyon Yaparken Dikkat Edilmeyen Hatalar

Hepimiz göze hoş görünen ve içinde keyifle yaşayacağımız bir mekan hayal ederiz yola çıkarken. Bununla beraber işin bitiminde çoğumuz tam anlamıyla istediğimiz resme ulaşamayız. Bizi hayal kırıklığına uğratan en sık yaptığımız dekorasyon hatalarını ele aldım bu yazımda.  Bütçe Planı Yapmamak Ne de olsa "Elin güzeli bitmez!" demişler. İşin başında bütçemizin ne olduğunu bilirsek sınırlarımızı daha rahat tespit ederiz ve alışveriş sırasında dikkatimiz dağılmaz.  Plan Yapmamak Dekorasyon mobilya veya aksesuar satın almaktan öte bir şeydir. Mekanı kendi ölçeklerine ve içinde yaşayacakların ihtiyaçlarına uygun olarak tasarlamak, desen, kumaş ve renklerden önce gelir. Alışveriş Listesi Yapmamak Bir liste olmaksızın eşya alışverişine çıkıyorsanız günlerce sürecek mağaza gezmeler ve kararsızlıklara hazır olun. Neticede neyi seçerseniz seçin, alamadığınız tüm eşyalarda aklınız kalacak. Vazgeçmemek Bir mobilya ya da aksesuarı kullanma konusunda, mek